TİROİD, ZEHİRLİ GUATR, TİROİT, HASİMOTO, DİYET, TROİD UZMANI
PROF. DR. METİN ÖZATA - GUATR, TİROİD, ENDOKRİN, DİYET, DİYABET UZMANI GUATR, ZEHİRLİ GUATRİ HİPOTİRİODİ, DİYABET, DİYET, ŞEKER HASTALIĞI, NODÜL, TİROİDİT, HASHIMOTO HASTALIĞI, TİROİD KANSERLERİ
 
 
İYOT DAMLASI ZAYIFLATMAZ SAKIN KULLANMAYIN
GUATR
TIROIT
Prof. Dr. Metin ÖZATA
Yayımlanmış Kitaplar
Tiroid
Guatr Hastalığı
Hashimoto Hastalığı
Hipotiroidi
Zehirli Guatr
Nodul
Tiroidit - Tiroit İltihabı
Gebelikte Tiroid
Tiroid Kanserleri
Guatr ve …
VITAMIN KULLANIMI
Tiroid ve …
ZAYIFLAMA
Makale Özetleri - Yenilikler
DIYET
SEKER HASTALIGI
METABOLIZMA
ENDOKRIN
Site Haritası - Site Map
İletişim - Ulaşım
Videolar
Anasayfa

Kişiye Özel Kalıcı Zayıflama Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Vitamin Miineral ve Bitkisel Ürün Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Gİ Diyeti - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... 99 Sayfada Kilo Yönetimi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
ENDOKRİNOLOJİ - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Diyabetle Kaliteli Yaşam Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Doğru Beslen - Formda Kal - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... 99 Sayfada Sağlıklı ve Dengeli Beslenme - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Guatr ve Tiroid Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Tiroid Hakkında Bilmeniz Gereken Herşey - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...

DIYABET

DİYABET

Şeker hastalığı,  tip 1 diyabet  ve tip 2 diyabet olarak iki şekilde karşımıza çıkar. Tip 1 diyabet daha çok çocuklarda görülürken, tip 2 diyabet veya erişkin diyabeti   genellikle 30 yaşından sonra görülür. Yaş arttıkça  şeker hastalığı riski artmakta ve yaşlılarda daha çok ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizde her 100 kişiden 10-12’sinde şeker hastalığı vardır.  Diğer önemli bir konu ise toplumdaki her 3 şeker hastasından birisinin kendisinde şeker hastalığı olduğunu bilmeden yaşamakta olduğudur.   

Yapılan bilimsel çalışmalar yeni teşhis edilen şeker hastalarının %50’sinde göz, böbrek, kalp ve sinir gibi organlarda hasar olduğunu göstermiştir. Bu sinsi hastalık sizin haberiniz olmadan kalp damarları, göz ve sinirlerde hasar yapabilmektedir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır.

 Zamanımızda en önemli konu şeker hastalığının gelişimini önlemektir. Bunu yapabilmek için sağlıklı beslenme, egzersiz,  ve düzenli kontroller yapılması önem taşımaktadır. Eğer  şeker hastalığı gelişmiş ise onu iyi tedavi ederek  organlarda  hasar yapmasını önlemek veya en aza indirmek  temel hedefimizdir. Tüm bu hedeflere varabilmek için öncelikle hastalık  hakkında  bilgi sahibi olmak gerekmektedir.  Yapılan bilimsel çalışmalar   eğitimli ve bilinçli hastalarda şeker hastalığının yol açtığı  organ hasarlarının  daha az  olduğunu göstermiştir. 

Şeker hastalığının organlarda yaptığı hasarlardan korunmanın ilk yolu kan şekerinin  iyi ayarlanmasıdır.  Bu amaçla diyete uymak, egzersiz yapmak, kilo fazlalığı varsa vermek, şeker  ilaçlarını  düzenli kullanmak, ayak ve cilt bakımını iyi yapmak ve zaman zaman kontrollere giderek  muayene olmak  büyük önem taşımaktadır.  Tansiyon, kolesterol ve trigliserit yüksekliğinin iyi tedavi edilmesi de sizi  hasarlardan  koruyacaktır.  

 

Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi  yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra  gıdalar bağırsaklarda parçalanarak ufak şeker  parçalarına dönüşür ve daha sonra  bağırsaktan emilerek  kan akımı yoluyla vücudumuza dağılır.  Enerji sağlanması için kan şekerinin  özellikle  kas, karaciğer, yağ ve beyin gibi dokular olmak üzere tüm organların hücrelerine  girmesi gerekir.  Kanda bulunan şekerin   hücrelere  girmesi  pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu  sayesinde  olur.  İnsülin hormonu kanda  yoksa veya olduğu halde  hücrelerce emilemiyor ve etki gösteremiyorsa  kandaki şeker hücreye giremediğinden  birikir ve  şekeriniz yükselmeye başlar.  İşte kan şekerinin  sabah aç karna yapılan ölçümde 126 mg/dl yi geçmesi durumuna şeker hastalığı diyoruz.   Kanda şekeri 180 mg/dl’yi geçince idrarla  atılmaya başlar, yani idrarırınızda şeker çıkar.

 

DİYABET  Belirtileri

 

Tip 1  Diyabet hastalarında çok su içme, çok idrara gitme, çok yemek yenmesine karşın kilo verme gibi şikayetler çok belirgin olduğu halde Tip 2 şeker hastalarında bu belirtiler silik olabilir ve hastalık sinsi bir şekilde başlar. Bu kişilerin çoğunda hiçbir şikayet olmayabilir. Bazı hastalarda ise sık idrara gitme, aşırı açlık, zayıflama, halsizlik, görmede bulanıklık, kadınlarda vajinal kaşıntı, susuzluk  ve  çok su içme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

 

Diyabet hastalığında görülen belirtiler şunlardır:

 

Çok su içme ve ağız kuruması

Çok idrara gitme

Çok acıkma

Çok yemek yemeye  rağmen zayıflama ve halsizlik

Yaraların geç iyileşmesi

Cildin kuru ve kaşıntılı olması

Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma

Görmede bulanıklık

Vajinal kaşıntı

Yemeklerden sonra uyku gelmesi

Tatlıya düşkünlük

Sinirlilik

El ayalarında ve ayak altlarında yanma

Uzun açlıklarda el-ayak titremesi

Horlama

 

 

 

 

Diyabet Hastalığının Gelişim Evreleri

Şeker hastalığı 4 aşamada  adım adım gelişir.  Aşağıda verilen bu aşamaları  çoğu zaman fark etme imkanı olmaz.

 Şeker hastalığının gelişim evreleri şunlardır: :

1.     Reaktif hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü)  evresi

Ailesinde şeker hastalığı olan kişilerde  şeker hastalığı ortaya çıkmadan 3-4 yıl öncesi yemek sonrası kan şekerinde düşmeler olmaya başlar. Bunu anlamak için 3 veya 4 saatlik şeker yükleme testi  yapılır. 3. ve 4. saatte kan şekerini 80 mg/ dl’nin altına düşmesine hipoglisemi veya kan şekeri düşüklüğü diyoruz. Bu esnada terleme, çarpıntı, nabız ve bazen tansiyon yükselmesi görülür. Bu durumun nedeni insülin seviyesinin yenen yemek sonrası kanda hızla yükselmesi ve daha sonra  insülinin kan şekerini düşürmesidir.

2.     Dönem: Açlık kan şekerinde bozukluk:

Açlık kan şekerinin  100 ile 126 mg./dl arasında  olmasıdır.  Bu kişilerde tokluk kan şekeri normaldir.

3.     Dönem: Tokluk kan şekerinde yükselme:

Tokluk kan şekerinin, yani yemek sonrası  2. saatteki kan şekerinin  140 ile 199 mg/dl arasında olması durumudur. Bu duruma “gizli şeker “ hastalığı da denir. Bu hastaların % 30’unda 10 yıl içinde   şeker hastalığı gelişir. Gizli şeker hastalarında sağlıklı beslenme ve egzersiz büyük önem taşır.  Bu hastalarda kalp, göz, böbrek ve sinir hasarları gelişebilir. Bu nedenle gizli şeker ciddiye alınmalı ve kontrollere gidilmelidir.

4.     Dönem: Aşikar Şeker Hastalığı veya DİYABET :

Bu dönemde  şeker hastalığı ortaya çıkmıştır. Artık açlık  kan şekeri 126 mg/dl  veya daha yüksektir veya tokluk kan şekeri 2. saatte 200mg/dl’den daha yüksektir.

 

 

 

 

 

DİYABET Hastalığının Toplumdaki  Sıklığı:

Diyabet, yani şeker hastalığı ülkemizde ve dünyada hızla artan bir hastalıktır. Ülkemizde şeker hastası kişiler toplumun  %  10’nu  civarındadır; Diğer bir deyimle her on kişiden 1’inde şeker hastalığı vardır.

Şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik ve ailenizden aldığınız genetik  eğilim sizde şeker hastalığı gelişmesine zemin hazırlar.

Şeker hastalığını önlemek ve gelişmesini ortadan kaldırmak için sağlıklı beslenmeyi bilmek ve hareketi artırmak  gerekmektedir.

Şeker hastalığı  körlük, böbrek yetmezliği, inme (felç) ve ayak kesilmesi gibi önemli komplikasyonlara neden olabilmektedir.

Şeker hastalığı, özellikle de Tip 2 Diyabet dediğimiz erişkin tip şeker hastalığı sinsi bir şekilde  gelişmekte ve ilerlemektedir. Bu nedenle erken teşhis  ve tedavi büyük önem taşımaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar şeker hastası olan her üç kişiden 1’inin hasta olduğunu bilmeden yaşadığını göstermiştir. Bu kişiler şeker hastası olduğunu tesadüfen veya başka hastalıklar ortaya çıktığında anlamaktadır.

         Şeker hastalığına bağlı komplikasyonlar (organ hasarları)  kan şekeri çok yükselmeden 10-20 yıl önce sinsi  olarak başlar.   Erişkin yaştaki  gizli şeker hastalarının çoğunluğu kilolu olduğu için ilaç  kullanmaksızın  sadece  zayıflama, sağlıklı beslenme  ve egzersiz ile   şeker hastalığı gelişmesini önleyebilirler.

         Yapılan çalışmalar kendisinde şeker hastalığı olduğunu bilmeyen kişilerin oranının kendisinde  şeker hastalığı olduğunu bilen  hastaların  %35’i kadar olduğunu göstermiştir. Diğer bir deyimle  toplumdaki her 3 şeker hastasından birisi henüz hastalık teşhis edilmeden yaşamaktadır. Bu nedenle toplumun bu hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve taramaların yapılması büyük önem taşımaktadır.

 

a) DİYABET  Hastalığının Tipleri

DİYABET hastalığının bazı değişik tipleri vardır. Bunları aşağıda şu şekil

de sıralayabiliriz:

 

Tip1 Diyabet

Tip 2 Diyabet

Metabolik Sendrom

Şeker hastalığının  nadir görülen genetik tipleri

Pre-Diyabet dediğimiz ‘’Gizli Şeker’’

Gestasyonel Diyabetes Mellitus denilen ‘’Gebelikte görülen şeker hastalığı’’

Brittle (oynak) diyabet

 

 

 

b) Tip 1 ve Tip 2 Diyabet

Şeker hastalığının esasta iki tipi vardır ve bunlar Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak adlandırılır. Bunlardan en çok görüleni Tip 2 diyabettir ve tüm şeker hastalarının  %90-95’i tip 2 diyabetlidir.

Tip 1 diyabet daha çok çocuklarda görülen ve insülin ile tedavi edilmesi gereken şeker hastalığı tipidir. Bu hastalıkta insülin salgılanması olmadığından dışarıdan  yapılan yapay insülin ile tedavi yapılır. Haplar ile tedavisi mümkün değildir. Şeker hastalarının yüzde 10’nunu tip 1 diyabet oluşturur. Tip 1 diyabet 9 aylıktan itibaren  görülebilirse de  en sık 12-14 yaşlarında ortaya çıkar.

Tip 2 diyabet ise genellikle 30 yaşından sonra ortaya çıkan şeker hastalığı türüdür. Şeker hastalarının yüzde 90-95’i tip 2 diyabetlidir. Bu tip şeker hastalığında kanda insülin başlangıçta yüksek olmasına rağmen etkisini gösteremez,  ve kandaki yüksek kan şekerini hücrelere sokamaz. Bu duruma “ insülin direnci “ adı da verilir. Bununla birlikte bu hastalarda zamanla insülin salgısı bozulabilir ve insülin tedavisine ihtiyaç gerekebilir.

 

 

 

 

 

 

 

Tip 1 ve Tip 2 diyabet arasındaki farklılıklar aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

Tablo: Tip1 ve Tip 2 Diyabetin Özellikleri

ÖZELLİK

TİP 1

TİP 2

Hastalığın başlangıcı

Aniden

Yavaş

Kilo

Genellikle şişman değil

Şişman veya şişman değil

Hastalığın başlangıç yaşı

Çocuklukta

Sıklıkla 30 Yaşından sonra

Ailede başka şeker hastası

%10-15’inde var

%30’unda var

Kanda antikor varlığı

Çoğunda var

yok

Tedavisi

İnsülin Gerekir

Hap ve İnsülin

Kanda insülin

Yok

Önce yüksek sonra az

 

 

 

 

 

 

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Ayrımı Nasıl Yapılır?

 

Laboratuvar tetkiki olarak ayırım için kanda anti-GAD antikoru, insülin antikoru ve adacık antikoruna bakılır. Bu antikorlar pozitif ise yani varsa  o  hastada   tip 1 diyabet var demektir. Tip 2 diyabetli hastalarda bu antikorlar  kanda bulunmaz. Ayrıca  mixed yemek testine insülin cevabı ve glukagon iğnesine insülin ve C peptit cevabı da  bu konuda kullanılan tetkiklerdir.

 C peptit hormon ölçümü de tip 1 ve tip 2 diyabet  ayırımında faydalıdır. C peptid pankreasdan insülin ile beraber salgılanan bir hormondur. Tip 1 diyabetli hastalarda C –peptit  kanda yoktur.

 

 

 

c) Metabolik Sendrom

Tip 2 diyabet veya gizli şekeri olan kişilerde birlikte tansiyon yüksekliği, kanda trigliserit yüksekliği, insülin hormon yüksekliği, ürik  asit yüksekliği ve göbekte yağlanma ve şişmanlık birarada ise bu duruma  metabolik sendrom denir. Metabolik sendromu yapan etken insülinin iyi çalışmaması yani insülin direncidir. Bel kalınlığı veya bel çevresi  artmış olanlarda (şişmanlarda)  bu hastalık daha fazla görülür.  Birlikte karaciğer yağlanması, yumurtalıklarda kist (polikistik over hastalığı), kan pıhtılaşmasına eğilim, HDL kolesterolde azalma ve idrarla atılan proteinde artma (mikroalbüminüri) birlikte olabilir.  Bu kişilerde kalp koroner damar hastalığı ve tip 2 şeker hastalığı çok sık görülür.  Metabolik sendrom sıklığı ülkemizde  fazla olup  yaklaşık her 100 kişinin  20-25’inde  vardır.

 

 

 d)Gebelik Diyabeti

Sadece gebelik  sırasında ortaya çıkan şeker hastalığına gebelik diyabeti denir. Gebe kalmadan önce şeker hastalığı olan kadınlar bu gruba girmez.  Gebe kalan kadınların % 4-7’sinde şeker hastalığı ortaya çıkmaktadır.  Genellikle gebeliğin 24 ile 28nci haftaları arasında ortaya çıkan bu tip şeker hastalığı bazen şişman bayanlarda gebeliğin ilk aylarında ortaya çıkabilir.  Gebelik diyabeti olan  kadınlar doğum yaptıktan sonra şeker hastalığı kaybolur, ancak yaklaşık %50’sinde ileriki yıllarda tip 2 şeker hastalığı oluşur. Bu yüzden  doğumdan sonra 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekerine bakmak gerekir.

 

 

 

 

e) Gizli Şeker (Pre-Diyabet)

 

Açlık kan şekerinin 100 ile 126 mg/dl arasında olmasına  ’Açlık Kan şekeri Bozukluğu’’ adı verilirken, kan şekerinin yükleme testi (OGTT) sırasında (75 gram glukozla yapılan  şeker yükleme testinde)  2. saattte 140 ile 199 mg/dl arasında çıkmasına ise '‘ Şeker Tolerans Bozukluğu’’ veya ‘’Gizli Şeker’’ adı verilir.  İşte hem açlık kan şekeri bozukluğuna hem de glukoz tolerans bozukluğuna  ‘’Pre-Diyabet’’ adı verilir. ‘’Pre’’ sözcüğü latince  ‘’ön’’  veya ‘’erken’’ anlamına gelmektedir. Diğer bir deyimle şeker  hastalığının ön veya erken  devresi demektir. Bu kişilerde diyabeti önleme programı ile (sağlıklı beslenme, egzersiz ve fazla kiloların verilmesi) hastalık geriletilebilir veya ortaya çıkması geciktirilir.

 

 

 

f) Nadir Görülen Genetik Şeker Hastalığı Tipleri

Tip 1 ve tip 2  şeker hastalığına pek benzemeyen bazı şeker hastalığı tipleri vardır. Bunlardan birisi  erişkin yaşta şeker hastalığı gelişen  kişilerin  %10-15’inde görülen  kısaltılmış ismi  ‘’LADA’’ olan  yada latince açık yazılımı ile ‘’Latent Otoimmün diyabeti”  hastalığıdır.  LADA tipi şeker hastalığında  pankreasdaki beta hücreleri bağışıklık sistemi tarafından yavaş yavaş yıkılır. Bu yıkım arttıkça insülin azalacağından kan şekerinde giderek bir artış olur.  Bu hastalar bazen yıllarca insülin kullanmadan sadece tablet şeklindeki ilaçlarla  şeker hastalığını kontrol ederlerse de sonra insülin kullanmak zorunda kalırlar.

Diğer bir tip şeker hastalığı ise gençlerde ortaya çıkan tip 2 diyabet olup ‘’MODY’’  adı ile anılır.  Bu  hastalık daha nadir görülür ve tip 2 diyabet erken yaşta ortaya çıkar;   nedeni bazı genetik bozukluklardır.

 

g) Oynak (Brittle) Diyabet

Sıklıkla tip 1 diyabetli hastalarda bazen de tip 2 diyabetli hastalarda ortaya çıkan ve  kan şekerinin gün içinde  aşırı azalmalar ve artmalar göstermesi  durumuna oynak (Brittle) diyabet adı verilir. Bir hastada  ‘’oynak diyabet’’ var diyebilmek için uygun diyet ve günde 4 kez insülin yapılmasına rağmen  kan şekerin gün içinde yükselme ve düşmelerle seyretmesi gerekir. Bu hastalarda  enfeksiyon, hormon bozukluğu, insülin direnci, mide ve bağırsaklarda gıda emilim bozukluğu, Şafak fenomeni (gece büyüme hormonu artmasına bağlı sabah şekeri yüksekliği), Somogy etkisi (gece şeker düşmesine bağlı sabah reaksiyon olarak kan şekeri yükselmesi)  ve psikolojik rahatsızlık gibi nedenler aranır. Bu hastaların büyük çoğunluğunda (yaklaşık % 50’sinde)  psikolojik bozukluk  vardır. Bazen de şekerdeki oynamalar hastada stres yapar ve  psikolojik sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olur. Mide felci denilen gastroparezi de şeker oynamalarına neden olabilir. Bulantı, kusma ve midede dolgunluk  varsa bu durumdan şüphelenmek gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
   
 
© 2024 Prof. Dr. Metin ÖZATA Web Tasarım