TİROİD, ZEHİRLİ GUATR, TİROİT, HASİMOTO, DİYET, TROİD UZMANI
PROF. DR. METİN ÖZATA - GUATR, TİROİD, ENDOKRİN, DİYET, DİYABET UZMANI GUATR, ZEHİRLİ GUATRİ HİPOTİRİODİ, DİYABET, DİYET, ŞEKER HASTALIĞI, NODÜL, TİROİDİT, HASHIMOTO HASTALIĞI, TİROİD KANSERLERİ
 
 
İYOT DAMLASI ZAYIFLATMAZ SAKIN KULLANMAYIN
GUATR
TIROIT
Prof. Dr. Metin ÖZATA
Yayımlanmış Kitaplar
Tiroid
Guatr Hastalığı
Hashimoto Hastalığı
Hipotiroidi
Zehirli Guatr
Nodul
Tiroidit - Tiroit İltihabı
Gebelikte Tiroid
Tiroid Kanserleri
Guatr ve …
VITAMIN KULLANIMI
Tiroid ve …
ZAYIFLAMA
Makale Özetleri - Yenilikler
DIYET
SEKER HASTALIGI
METABOLIZMA
ENDOKRIN
Site Haritası - Site Map
İletişim - Ulaşım
Videolar
Anasayfa

Kişiye Özel Kalıcı Zayıflama Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Vitamin Miineral ve Bitkisel Ürün Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Gİ Diyeti - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... 99 Sayfada Kilo Yönetimi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
ENDOKRİNOLOJİ - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Diyabetle Kaliteli Yaşam Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Doğru Beslen - Formda Kal - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... 99 Sayfada Sağlıklı ve Dengeli Beslenme - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Guatr ve Tiroid Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Tiroid Hakkında Bilmeniz Gereken Herşey - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...

TİROİDİT-TİROİT İLTİHABI

TIROIDIT

PROF DR METIN OZATA

Tiroid bezinin çeşitli nedenlerle iltihaplanmasına tıp dilinde tiroidit adı verilir. Tiroid bezindeki iltihap bağışıklık sistemindeki bir bozukluk nedeniyle iltihap hücrelerinin tiroid bezine hücum etmesi ve orada birikmesi şeklinde olabildiği gibi,  virüs ve bakteri denen mikropların kan yoluyla tiroid bezine gelerek orada iltihap yapması  ve bezin yapısını bozması şeklinde  de olabilir.

Tiroid bezinin iltihapları  virüsler nedeniyle olursa ani başlangıçlı ve kendiliğinden düzelen bir  hastalık şeklinde  olur. 

Tiroid bezindeki iltihap boyunda ağrı ile kendini gösterir ve  bezde depolanmış hormonların kan dolaşımına dökülmesine ve hormonların yükselerek çarpıntı, terleme ve zayıflama gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olur. İltihap  çoğu hastada kendiliğinden düzelir ve hormonlar normale gelir. Bu durum geçici bir iltihap olayıdır.

Ömür boyu süren  ve sessizce giden  ve ağrı yapmayan Hashimoto tipi iltihaplarda ise bezdeki hücreler  bağışıklık sistemindeki bozukluk nedeniyle yavaş yavaş yok olur ve sonunda hormon üretecek hücre kalmadığından tiroid bezi yetmezliği gelişir.
 
Tiroid bezi iltihaplarının çeşitli şekilleri aşağıda sıralanmıştır:

• Bakterilerin neden olduğu, ani başlayan ve abse yapan  tiroid bezi iltihabı (Cerahatli tiroidit)
• Virüslerin neden olduğu, boyunda  şiddetli ağrı yapan ve  kısmen yavaş başlangıçlı tiroid iltihabı (viral  veya ağrılı tiroidit)
• Bağışıklık sistem bozukluğu nedeniyle oluşan ve ömür boyu süren Hashimoto tipi tiroid bezi iltihabı
• Doğum sonrası görülen tiroid bezi iltihabı
• Tiroid bezini tahta gibi sertleştiren iltihap (Riedel tiroidit)

VİRÜSLERİN YAPTIĞI  AĞRILI  TİROİD BEZİ İLTİHABI

Bu hastalığa   ‘’viral tiroidit’’,  ‘’de Quervain tiroiditi’’ ve ‘’dev hücreli tirodit’’ isimleri de verilir.

Virüsler tarafından oluşturulan bir tiroid bezi iltihabıdır. Bu hastalık yazın ve sonbaharda daha sık ortaya çıkar ve özellikle  virüs enfeksiyonu (grip, nezle, üst solunum yolu enfeksiyonu)   geçiren bir kişide  birkaç hafta sonra ortaya çıkar. 

Şikayetler:

Virüslerin yaptığı tiroid bezi iltihabının en önemli özelliği boyun ön bölgesinde  şiddetli ağrı olmasıdır ve bu ağrı tek taraflı olarak  kulak ve çeneye yayılır. Ağrı  ortaya çıkmadan bir kaç hafta önce kas ağrısı, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve yutkunmakta zorluk  bulunabilir. Bazen  hastalık  farenjit ve boyunda ağrı ile başlar ve ağrı ve hassasiyet giderek artar. Ateş 37.5 ºC-38.3 ºC ve hatta 40 °C olur.  Bazı hastalarda halsizlik, yorgunluk, ateş ve eklem ağrıları olabilir. Ağrı  tiroid bezinin bir tarafından öbür tarafına kayabilir. Bazen  ağrı yayılmadan olduğu yerde kalır.  Bazı hastalarda ağrı çene ve kulaklara yayılır ve ağrı yutkunmakla, öksürmekle ve baş hareketiyle artar. Ağrı bazı  kişilerde gece daha fazla olur. % 50 hastada  çarpıntı, kilo kaybı, sinirlilik, ellerde nemlilik ve  titreme olabilir.   Tiroid bezinde hassasiyet, sertlik, nodül gelişimi  ve büyüme  olabilir. İltihabın olduğu bölge  hassas ve serttir. Tiroid bezi o kadar ağrılıdır ki hasta muayene edilmesini ve elle dokunulmasını  istemez.  Bu hastalık  6 hafta veya bazen 2-5 ay sürebilir ve  çoğunlukla kendiliğinden düzelir.

Hastalığın Gidişi veya Seyri:

Başlangıçta iltihap nedeniyle tiroid bezinde   hasar oluşur ve  bezdeki tiroid  hormonları kan  dolaşıma dökülür. Bezde ağrı ve  hassasiyet  vardır. Tiroid sintigrafisinde  tiroid bezi görülemez.  Vücutta iltihap olduğunu gösteren sedimantasyon  tetkiki çok yüksek (saatte 50 veya 100 mm) çıkar ve tiroid bezinin aşırı çalışması bulguları (çarpıntı, titreme, halsizlik, sinirlilik) olabilir. Bu dönem  4-8 hafta sürebilir. Bu dönemde kandaki T3, T4  hormonları yüksek, TSH  düşüktür; yani tiroid bezinin aşırı çalışması durumu vardır. Tiroglobulin  tetkiki kanda yüksektir. % 1-5  hastada ömür boyu sürecek tiroid yetmezliği gelişebilir.   Sedimantasyon 80-100 mm/saat’e kadar yükselir. Sedimentasyon normal ise hastadaki ağrı  tiroid bezi iltihabından kaynaklanmıyor demektir. Ancak bazen hastalar sedimantasyonun düşmeye başladığı dönemde doktora başvurabilir.  Hastalık düzeldikçe sedimantasyon azalır ve normalleşir. Kanda beyaz kan hücresi( Lökosit) sayısı normaldir. Erken  dönemde SGOT, SGPT, alkalen fosfataz, CRP ve
LDH  gibi kan tetkikleri yüksek olabilir.  Kanda ferritin düzeylerinde de artma olabilir.  Tiroid antikorları  dediğimiz anti-TPO ve anti-Tiroglobulin ölçümleri genellikle yükselmez. Tiroid ultrasonunda bezde nodül alanları olabilir. Bunların gerçek nodül olup olmadığını anlamak için hastalığın iyileşmesini beklemek gerekir. İltihabi dönemde bu alanlarda devamlı değişiklik olduğundan  hastalığın düzelmesini beklemek en iyisidir.

Laboratuvar Bulguları:

Kansızlık olabilir.
Sedimantasyon yüksekliği  (genellikle 50-100 mm/saat arasındadır) sık görülür.
TSH hormonunda düşüklük, T4 ve T3 düzeylerinde  ve CRP tetkikinde de yükseklik (iltihabın şiddetine göre) vardır.
Tiroglobulin  tetkikinde  yükselme saptanır.
Ayrıca SGOT, SGPT, alkalen fosfataz ve ferritin tetkiklerinde erken dönemde yükseklik  olabilir.
Anti-TPO ve antitiroglobulin antikorlar kanda yükselmez.
Tiroid sintigrafisinde bez görülmez veya silik görülür.
Tiroid ultrasonunda  iltihabi belirtiler ve bezde nodülleşen alanlar olabilir.

Tedavi:

Ağrılı dönemde  Aspirin  veya diğer ağrı kesici ilaçlar (Apranax, Parol, Naprosyn ve Endol gibi) ağrıyı düzeltir. Bazı kişilerde ağrı gece daha fazla olur. Bu nedenle yatmadan önce ağrı kesici alınabilir. Kalsiyum, magnesium ilave verilebilir. Ağrısı, ağrı kesici ilaçlarla geçmeyen hastalarda kortizon ilacı verilir. Kortizon ile ağrı bazen ilaç alındıktan bir kaç saat sonra veya 24 saat içinde hızla geçer ve hasta rahatlar. Eğer ağrı  kortizon  tedavisiyle geçmiyorsa  başka hastalık düşünmek gerekir. Kortizon tedavisiyle düzelen hastaların bazılarında kortizon ilacı azaltılırken ağrı tekrar başlayabilir. Bu tür hastalarda  kortizon tedavisine bir süre daha devam edilir. Bunlarda şiddetli iltihap var demektir. Tiroid bezi iltihabı geçiren hastalarda boyunda rahatsızlık hissi  bazı kişilerde aylarca devam edebilir. Bazen kortizon ilacı vereceğiz denilince bazı hastalar nedensiz yere korkmaktadır. Kortizon ilacının   midenizde ülser veya gastrit yoksa hiçbir zararı olmaz ve boşu boşuna ağrı çekmemiş olursunuz.

Hastaların çoğunda tiroid bezindeki iltihap kendiliğinden düzelir ve hormonlar normal seviyeye gelir. Ancak hastaların % 10’nunda devamlı olan yani kalıcı tiroid bezi yetmezliği (hipotiroidi) gelişir. Özellikle iyotlu tuz kullanan veya iyot alan hastalarda  hipotiroidi daha sık görülür. Tiroid bezi iltihabı geçiren bu hastaların  % 2’sinde ileride tekrar iltihap olabilir. 

DOĞUM YAPAN KADINLARDA OLUŞAN TİROİD BEZİ İLTİHABI

Doğum sonrası kadınlarda görülen tiroid bezi iltihabına tıp dilinde ‘’postpartum tiroidit’’ adı verilir. Bu iltihap türü ağrı yapmaz ve  doğum yapan kadınların % 7.2’sinde ilk yıl içinde ortaya çıkar. Bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Genellikle kanlarında anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlarda  ve tip 1 şeker hastalığı olan kadınlarda  daha sık oluşur. Bu nedenle gebelik öncesi veya gebelik döneminde kanında anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlar ile şeker hastası kadınlar doğum sonrası mutlaka tiroid hormon tetkiki yaptırmalıdır.

Bu iltihap türü genetik eğilimi olan kadınlarda  ve ailelerinde otoimmün tiroid hastalığı (Hashimoto hastalığı veya Graves hastalığı gibi) olan kadınlarda daha sık görülür.   Önceki gebeliğinde doğum sonrası tiroid  bezi  iltihabı  geçiren kadınların % 75’inde  tekrar oluşur.  Kanlarında anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlar  ilk gebeliklerinde tiroid bezi iltihabı geçirmezlerse sonraki gebelikte % 25 oranında oluşma riski vardır.

            Tiroid bezi iltihabı genellikle  doğumdan  sonraki ilk 6 hafta–3 ay içinde görülür. Ancak  ağrı yapmadığından hastaların çoğu  tiroid hormonlarının kanda düştüğü dönemde halsizlik, yorgunluk ve  kansızlık gibi şikayetler olunca başvururlar.

      Bu kadınlarda hafif büyük, düz ve sert bir guatr olabildiği gibi  yaklaşık yarısında   guatr yoktur.

 Hipotiroidizm yani tiroid yetmezliği % 25 hastada  kalıcı olur ve  hastaların  yaklaşık yarısında devam eden bir guatr vardır. Bu hastalarda tiroid hormon ilacı (Levotiroksin) ile tedavi yapılır.

 

                       

TİROİD BEZİNDE AŞIRI SERTLİK YAPAN TİROİD BEZİ İLTİHABI (RİEDEL TİROİDİTİ)

 

Çok nadir görülen bu  tiroid bezi  iltihabında tiroid bezi tahta gibi serttir. Bu sertlik nedeniyle  hastada guatr olmasa bile yemek borusu ve nefes borusuna bası yaparak  nefes darlığı veya yemede zorluk yapar. Yavaş ve hızlı büyüyen guatr vardır.  Boyunda ağırlık hissi  oluşur.

Çoğunlukla hastaların tiroid hormonları normal olsa da   % 25 olguda   tiroid bezi yetmezliği (hipotiroidi) gelişebilir. Tiroid  antikorları (anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorları)  % 67  hastada  yüksek olabilir.  Teşhis için iğne biyopsisi yapılır. Tedavide bazı olgularda kortizon tedavisi faydalı olabilir. Rahat nefes alabilmek için  cerrahi tedavi gerekebilir.

 

 
   
 
© 2024 Prof. Dr. Metin ÖZATA Web Tasarım